9 Ekim 2011 Pazar

KABAKLI GÖZLEME






Lütfen ama lütfen sadece ismine bakıp bu muhteşem lezzeti denemekten vazgeçmeyin ve önyargılı olmayın. Öncelikle gelin gözleme nedir ona bir öğrenelim ve bu kabaklı gözleme fikrine yumuşak bir geçiş yapalım. Gözleme ince olarak açılmış yufkanın çeşitli içlerle doldurulduktan sonra sac üzerinde pişirilmesi şeklinde hazırlanan bir yiyecektir. (Kaynak: Vikipedi) Şimdi, bu çeşitli kelimesinin içeriğini, çoğu kişi sadece kıymalı ve peynirli olarak kabul etmektedir. Sevgili okuyucularım, sizlere sesleniyorum eğer siz de bu yaygın görüşe inanıyorsanız, bilin ki ansiklopedilere karşı gelmiş bulunmaktasınız. Tanıma ters bir kere… Gelin devam edelim Vikipedi ne diyor. Gözleme çok sayıda içler kullanarak hazırlanabilir: Peynirli Gözleme, Kıymalı Gözleme, Ispanaklı Gözleme, Közlenmiş Patlıcanlı Gözleme. Koskoca ansiklopedi bile ıspanaklı ve közlenmiş patlıcanlı olmak üzere iki çeşide daha izin vermiş. Bu bilgiden sonra gözleme için çizdiğiniz sınırların biraz daha genişlemiş olduğunu umuyorum ve hikayeme devam ediyorum.

Gözleme için benim tanımım ne acaba diye düşündüm. İsmini duyduğum zaman kafamda canlanan görüntü genellikle yaz tatillerinde anneannemlerde anneannemin ve annemin son derece yaratıcı olarak çeşitlendirilen içler ile sacda birbirlerinden nefis gözlemeler hazırlaması. Yani benim katı kurallarım ve sınırlarım hiç olmadı diyemem, itiraf ediyorum küçükken ben de sadece peynirli olanları tercih ederdim. Hatta menüde peynirli olmazsa sevgili annem benim için mutlaka hazırlardı. Ama zamanla patatesli, yoğurtlu, kabaklı, ıspanaklı vb. bir çok gözleme yedim ve gözleme kavramı benim için kabakla bütünleşik bir hale geldi. Bu bol acılı, yanında beyaz peynirle muhteşem bir birliktelik sergileyen gözleme yapıldığının ertesi günü sabah kahvaltısında çok lezzetli oluyordu. Annem, ablam, anneannem ve benim kahvaltı masası sohbetlerimiz miydi bu kadar lezzetli olan bilemem ama katkısı olduğuna eminim. Sonra Ankara’da Pazar günleri genellikle akşamüzeri yenen akşam yemeklerimizi de gözleme süslerdi çoğu zaman. Tabi sac yok ortada, annem mutfakta çakma bir sac yaratıp yapışmaz teflon tavada yapardı gözlemeleri. Yemeğini erken bitiren babam içeri giderdi ve annemim, ablamın ve benim aramızda geçen güzel sohbetlerle yenirdi bu yumuşacık, güzel yemek. İşte gözleme denince benim hayalimde canlananlar bunlar, bu satırları yazarken o günlere döndüm, sanki tekrar tekrar yaşadım ve anılarıma gülümsedim. Yüzümde tatlı bir tebessüm, lütfen bu lezzetten kendinizi mahrum bırakmayın ve sabah kahvaltısı, öğlen yemeği, akşam yemeği ve çay saati gibi her öğüne uyum sağlayabilen lezzeti mutlaka deneyin diyorum.  

Sevgili Vikipedi, gözlemenin hazırlanmasını üç ana başlık altında vermiş. Resimli hem de, isteyenler girip bakabilir, muhtemelen gözlemeler pişerken saçlarına yağ kokusu sinmesin diye başında örtü olan bir teyzenin resmi de var. Merak etmeyin bizim tarifimizde yağ olmadığı için saçlarınızı örtmenize gerek olmayacak. Ama illa ki geleneksellikten ayrılmayalım diyorsanız siz bilirsiniz, beyaz bir örtü bulun – aynı Vikipedi’dedi teyzeninki gibi – ve bağlayın saçlarınızı. Bakım kabaklı gözlemeyi de bu başlıklara uyarlayabiliyoruz, onu ayrı bir yerde tutmanıza gerek yok diyor ve başlıyorum.

1)    Yufkanın Açılması

Şimdi bu aşamada yufkadan yardım alıyoruz, zamanınız bol ise ne kadar güzel buyurun hazırlayın, hatta bir gün keyifli keyifli birlikte hazırlayalım. Ama bu gün benim vaktim sadece mahallenin muhteşem yufkacısından yufka almama izin verdi.

·         3 adet yufka

2) Gözlemenin Doldurulması

Doldurmadan önce içini hazırlamak gerek tabi. Efendim 6 adet orta boy kabağı rendenin iri kısmı ile, çok fazla sulanmaması için, rendeliyoruz. Yapışmaz bir tavada 2 adet orta boy soğanı üzerine çok az tuz ekleyerek kavuruyoruz. Ben genellikle yağ eklemiyorum, ama dilerseniz 1 tatlı kaşığı kadar zeytinyağı ilavesi yapabilirsiniz. Daha sonra, beğenilecek miyiz endişesi taşıyan şefkate muhtaç kabakları ilave edip, zavallıların göz yaşları tükenene kadar pişiriyoruz. Malumunuz kabak dediğimiz sebze, çok faydalı olmasına rağmen bir türlü kabullenilmemenin, hep dışlanmanın sonucu olarak çok duygusaldır. Hemen ağlamaya başlar. Bu nedenle özellikle börek, poğaça, gözleme vb. kullanılırken iyice suyunun sıkılması veya ocakta pişirilerek suyunu çekmesi sağlanmalıdır. Ben, asıl vitaminli yerinin boşa gitmemesi için suyunu almasını tercih ediyorum. Evet, nerede kalmıştık… Pişirme işlemimiz tamamlandıktan sonra arzuya göre pul biber ve karabiber ile tatlandırıp, 10 dal maydanozu ve 10 dal dereotunu incecik doğrayıp hazırladığımız içe ilave ediyoruz. ( Lütfen, duygusal kabağın en yakın dostu olan ve kaderi kabakla aynı olan dereotunu eklememezlik yapmayın. Çünkü, en yakın destekçisi dereotu olan kabak, o olmazsa istenen performansını asla vermez, benden söylemesi. )

Bir gözleme çeyrek yufkadan hazırlanacak şekilde yufkalarımızı dört eşit parçaya bölüyoruz. Yufkaların içine hazırladığımız içten koyarak zarf şeklinde kapatıp bir sonraki aşama için, yapışmayan bir tavayı yeterli ısıya ulaşmasını sağlamak için ocağın üzerine alıyoruz.

3) Pişirilmesi

Geldik en son aşamaya. Vikipedi’de bu aşamada sac kullanıldığı belirtilmiş ama, baktım iyice okudum ocak kullanmayın demiyor. Yani sorun yok. Teflon tavamızı iyice ısıtıyoruz ki, yağ kullanılmadığı için gözlemelerimiz yapışmayın. Arzu ederseniz yumurta fırçası yardımı ile 1 çay kaşığı kadar zeytinyağını tavayı yağlamak için kullanabiliriz. Isınan tavamızda, gözlemelerimizi önleri ve arkaları kızarıncaya kadar pişiriyoruz ve yanında mutlaka beyaz peynir, süzme yoğurt ve mis gibi kokulu bir çay ile ikram ediyoruz. E artık afiyet olsun !

Unutmadan belirtilen ölçülere yapıldığı zaman sadece bir dilim ekmekle hemen hemen eşdeğer bir kalorisi olan bu gözleme içerdiği sebze ile de diyet yapanlar veya sağlıklı beslenmek isteyenler için çok doğru bir tercih olacaktır.

 by Chef Na





1 yorum: