6 Ekim 2011 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI BAMYA


 
 
 
Şu ana kadar tanıdığım insanlar bamyayı sevenler ve sevmeyenler olarak iki gruba ayırabilirim. Bamya hakkında olsa da olur olmasa da diye yorum yapan birisiyle henüz karşılaşmadım. Ya çok seviliyor ya da hiç sevilmiyor. Gri bir bakış açısı yok zavallıya karşı, ya siyah ya beyaz. Sevenler ekşi tadından vazgeçemezken, sevmeyenler “yapışkan, sümüksü” diye çok çirkin ithamlarla suçluyorlar onu. Bu suçlamalar karşısında üzülen zavallı bamya, salya sümük ağlamaya başlıyor ve kendini asla sevdirmiyor. O’na yaklaşmayı bilirseniz asla sizi utandırmaz, ne salyası kalır ne de sümüğü.

Ebegümecigiller familyasından; yaprakları asma yaprağına benzeyen, meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtrak gri renkte, sebze olarak yenen bir bitki olan, hiçbir zararı olmadığı gibi, sağlık için çok faydalı ve bence çok da lezzetli olan zavallı bamyanın neden sevilmediğini hiç anlamam. Bamya da yaz mevsimine bayılır, aynı benim gibi. Bir yıl içerisinde en güzel ve keyifli zamanlarını yazın yaşar. Bir yaz sebzesi olsa da, dondurulmuşu ve konservesiyle diğer mevsimlerde de varlığını sürdürebilir. Belki tazesi kadar lezzetli olmaz, ancak bize fayda sağlamak adına zor da olsa dayanır tüm yıl boyunca. Magnezyum ve demir bakımından oldukça zengin bir bitki olan plaj güzeli, sindirimi çok kolay olduğu için diyet yapan kişiler için birebirdir. Hatta plajlarda bu kadar rahat boy göstermesinin, hep formda olduğu için bikini ve mayokinilerin bolca giyildiği yaz mevsimini çok sevmesinin nedeni budur. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına, kanın temizlenmesine, halsizliğin giderilmesine yardımcı olmasının yanında, içeriğindeki lif oranının yüksek olması nedeniyle kabızlık çeken kişilere de iyi gelmektedir. Yazın tazesini, kışın da dondurulmuşunu çok sık tükettiğim bamyaya çocukluğumdan beri hep beyaz bir perdeden baktım, biz ailecek çok severiz bamyayı, annem de harika yapar. Bu yazımda bamyanın, yaz mevsiminin son kırıntılarını toplamaya çalışan Ekim ayında olmamız nedeniyle yaz mevsimine uygun versiyonunu paylaşmak istiyorum sizlerle. İlerleyen zamanlarda soğuk kış günlerinde gereken kışlık kıyafetleri ile yenilenmiş imajıyla bamya tekrar sizlerle buluşacak. Bu zaman içersinde, O’na siyah perdeden bakanlarınız varsa, beyaz tarafa geçmeniz ve tarifimi denemeniz dileğiyle… Bu muhteşem lezzeti mutfağınızdan eksik etmeyin. Afiyet olsun.

  
  • 1/2 kg taze bamya ( Dondurulmuş ya da kurutulmuş da kullanılabilir. ) 
  • 1,5 yemek kaşığı zeytinyağı 
  • 5 domates ( Mevsimine göre katkısız domates suyu da kullanılabilir, 2 su bardağı kadar )
  • 1 baş sarımsak
  • 2 orta boy soğan
  • 1 adet küp esmer şeker 
  • 2 adet limonun suyu

Hazırlık işlemine bamyaların bikinilerini giyip denize girmelerine yardımcı olarak başlıyoruz. Şapka diye tabir edilen baş kısımlarını konik piramit şeklinde kesip, bamyaları bir adet limonun suyunu sıktığımız suyun içerisinde 20 dakika kadar. Konik-piramit şeklinde kestik artık kesinlikle ağlamayacaklar, limon suyunda beklettik ne salya kaldı ne de sümük.  
 
Not: Bamyanın sap kısmını konik-piramit şeklinde kesmek yerine tamamen kesmek daha pratik olduğu için tercih edilir. Bu tamamen risk almaktadır. Bamyaları hemen limonlu suya atsanız bile ağlayabilir ve salya sümük olabilirler. Bu riski alıp almamayı tamamen size bırakıyorum.
 
1 yemek kaşığı zeytinyağında soğanlarımızı iyice kavurup hemen ardından ince doğranan sarımsakları ilave ediyoruz. Burnumuza sarımsağın zeytinyağıyla olan aşkının kokusu gelene kadar kavurma işlemimize devam ediyoruz. Ardından küp şeklinde doğranmış domatesleri de ilave edip 1-2 dakika daha kavuruyoruz. Önümüzde deniz-güneş-kum üçlüsüne kavuşmamıza aylar varken, kıskançlık yapıp yeter yüzdüğünüz diyerek bamyaları sudan alıp kuruladıktan sonra, tencereye ilave edip, üzerlerine 2 adet limonun suyunu döküyoruz. Unutmadan, bu lezzetli bamyalar çok hassaslar… Onları düdüklü tencere gibi baskıcı tencerelerin içerisine koyarsanız, kırılıp, dağılıp, alt üst olabilirler. 20 dakika gibi bir sürede pişmiş olan bamyalara pişmesine yakın tuz ilave edip 15 dakika kadar ağzı kapalı dinlendiriyoruz ve artık servise hazırlar. Afiyet olsun…
 
by Chef Na

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder